Hep söylüyorum ben bu hayatta en çok “anne” olmayı sevdim diye...ama bu demek değil ki annelik her yönü ile harika ve ben sürekli bir sevgi seli içindeyim. Tabii ki değil bazen cinnetin eşiğine geldiğim, kendimi kontrol etmek için, delirmemek için çeşitli yöntemler denediğim oluyor. Allah için rahat bir bebekti Masal en azından kolik gibi, uykusuzluk gibi beni çok zorlayacak durumlarla sınanmadım ama bizim payımıza da başka şeyler düştü tabii...
Masal 2,5 yaşına geldiğinde zaten 1,5 yaşından beri gittiğimiz anneli oyun grubu ve resim, müzik gibi derslerin ardından aynı merkezde haftada 3 yarım gün okula başladı. Başladı başlamasına da çok ama çok zor bir alışma süreci yaşadık..Kolay değil 2 senemiz dipdibe geçti ve bunun acısı işte tam da okul noktasında fazlasıyla çıktı. Masal’ın ağlamadan derse girmesi, benim onu okula bırakıp çıkmama alışması bir ay sürdü. Bu bir ay içinde ikimiz de fazlasıyla yıprandık. Tabii bundan sonra da he rşey tozpembe geçmedi dönem dönem benzer krizler yaşadık, özellikle de hasta olup birkaç gün gidemediği zamanların ertesinde.. O bir ay boyunca ben tekrar anneli gruba dönmekle dönmemek konusunda gittim geldim. Üçüncü haftada ben artık ümidimi kaybetmişken tanımadığım bir anne bana “sabret mutlaka alışacak sakın vazgeçme” dedi ! Benim de dinleyesim tuttu ve iyi ki de tutmuş çünkü bunu konuştuktan bir hafta sonra herşey biraz daha düzene girmeye başlamıştı.
Etraftan gelen daha çok küçük zorlama istersen, ağlatma çocuğu seneye verirsin nidalarıyla ne kadar çok git gel yaşadığımı ben biliyorum, ama Masal’la o kadar yapışmıştık ki eninde sonunda bu ayrılık ikimiz için de acı bir şekilde gerçekleşecekti ve ben daha geç olursa daha zor olacağına inanmıştım. Sanırım bizim ilk büyük sınavımız bu yuvaya başlama işi oldu.. Ne yazık ki ikinci büyük sınavın çok yakında olduğunu göz açıp kapayıncaya kadar geçen bir senenin sonunda gördük. Etrafımda gördüğüm annelerden aldığım gaz ile sanırım evimize yakın olup da dolaşmadığım anaokulu kalmadı, Allahtan eve yakın olması şartı benim için olmazsa olmaz dı da İstanbul’un tüm okullarını dolaşmak zorunda kalmadım ? Dudaklarımı uçuklatan rakamlar mı duymadım, içinde bir hemşireyi bırakın ilkyardım eğitimi bile almamış öğretmenlere, daracık havasız sınıflara kadar... Ama bir gün geldi içimden bir ses bana dedi ki tamam ya burası içime sindi.
Bu süreç içinde arada sapmalarım ve kafamın çelindiği durumlar olsa da günün sonunda kafamı topladığımda kendi önceliklerimi önüme koymuş ve içime sinen okulu seçmiştim. Bu sene iki senemizi geçirdiğimiz okulumuzdan ayrılıp yeni okul seçiminde de ( İlkokul hazırlık için ve sonrası için) bu şekilde karar verdim, üstelik bu sefer çok daha az dolaşarak ve yüreğimin sesini dinleyerek.. Herkesin okul seçiminde öncelikleri farklı, sanırım önce bunu anlamak gerekiyor,ama belki işinize yarar diye kendi önceliklerim neydi ve bir de bonus olarak olsa iyi olur dediğim şeyler nedir bunları paylaşmak istiyorum..
Fakat en başta belirtmek istediğim bir nokta var biz ebeveynler kendimiz için değil çocuğumuz için okul seçiyoruz dolayısı ile hayal ettiğimiz okulun çocuğumuzun karakteri ile paralel olması, kısacası okulun “çocuğumuza göre” olması en önemli kriter bence.
• Benim için birinci öncelik ister yuva olsun, ister ilkokul okulun eve yakın olması ! İstanbul trafiğinde senelerce saatlerini heba etmiş biri olarak çocuğumun okula gidiş ve gelişte saatlerini serviste trafikte geçirmesini istemiyorum çünkü. Bu sayede seçenekleri epeyce bir daraltmış oluyor zaten insan.
• İkinci olarak okulun temiz ve bahçeli, sınıfların ferah olması geliyor benim için. Kar kış yağmur dinlemeden hergün mutlaka bahçede vakit geçirmeleri çok önemli bence.
• Okulun müdüründen, öğretmenlerine, tüm çalışanlarının yüzünün gülmesi, çocuklara şefkatle yaklaşmaları ve orada çalışmaktan mutlu olmaları da çok önemli bir kriter.
• Ben açıkçası bu ilk üçünü bulduktan sonra rahatladım, ama tabii ki baktığım başka şeyler de oldu, kimini buldum, kiminden feragat ettim. Benim için dördüncü sırada yabancı dil vardı. Önceleri sadece yabancı dil eğitimi veren anaokullarına gitse de kafam, Masal’ın oralarda mutlu olamayacağını kavramam Allahtan çok uzun sürmedi. Çok utangaç ve konuşmaya çekinen bir çocuğun ( ki 3 yaşında konuşmaya başladı) sadece yabancı dil konuşulan bir ortamda daha çok içine kapanacağından korktum. Bu sebeple de yarı Türkçe yarı İngilizce eğitim veren bir okul tercih ettim.
• Sınıfın kaç kişilik olacağı ve kaç öğretmenin sorumlu olduğu da önemli bir kriter, özellikle 2-4 yaş arası çocuklar daha birebir ilgiye ihtiyaç duyuyorlar çünkü.
• Gittiğim okullarda hep sordum, bir doktor veya hemşireniz var mı? Yoksa bir yaralanma veya acil durumda ne yapıyorsunuz diye. Bu sorulara sizi rahatlatacak cevaplar almak önemli.
• Yemek konusu benim için en önemli şey değildi, ama tabii ki yemekler nerede yapılıyor, nasıl bir menü oluşturuluyor, çocuklara benim çocuğuma vermeyi tercih etmediğim bir şeyler sunuluyor mu diye sordum.
• Okulda ne gibi spor ve kültürel faaliyetler olduğu, bunların ders programının ne kadarını oluşturduğu.
• Geziler de bence önemli, bunu özellikle Masal’ın gezi günleri ne kadar heyecanlandığını ve koşa koşa okula gittiğini gördükten sonra daha iyi anladım. ( Tabii ki güvenliklerinin emin ellerde olduğunu bilerek)
• Okulun veli ile nasıl iletişim kurduğu, bir iletişim defteri veya formu var mı? Çocuğun gelişimi ile ilgili ne sıklıkta ve ne şekilde bilgi veriliyor bu da önemli.
• Okulda çocukları gözlemleyen ve dara düştüğünüzde başvuracağınız bir pedagog olması.
İlkokul Seçiminde tabii bazı extra kriterler önemli idi :
• İlkokul seçiminde benim için en önemli kriter sınav stresinden uzak kalmak için ortaokul ve lisesi olan yani üniversiteye kadar tam bir eğitim veren bir kurum olması.
• Okulun köklü, uzun senelerdir eğitim veren bir okul olması, okul içi spor, sosyal ve kültürel imkanları ve çocuğa deneyip sevdiği yönde kendini geliştirme imkanı vermesi.
• Öğretmenlerin tecrübeleri ( kaç yıldır aynı okulda çalıştıkları)
Her ailenin imkanları, sosyo kültürel yönden tercihleri, çocukları için hayalleri farklı, dolayısı ile okul seçimi konusunda benim size tavsiyem diğer anne babalardan çok kendi iç sesinizi dinlemeniz, çocuğunuzu iyi tanımanız ve ona “uygun” okulu seçmeye çalışmanız. Yukarıda vermeye çalıştığım kriterler özellikle ilk kez bu yola çıkmış aileler için belki bir fikir verir veya kendi önceliklerini belirlemede bir yol gösterici olur diyeydi. Umarım yararı olur.
Kolaylıklar diliyorum,
Kitapkurduanne
Yıldız Gür
KitapKurduAnne
Hanife Öncül
Zeynep G.
KitapKurduAnne
Zeynep G.
KitapKurduAnne
Emek Yasemın