Daha evvel sizlere Peter Koolwijk´in çok severek okuduğum "Pire ve Diken" serisinden bahsetmiştim.. Can Çocuk Yayınlarından yazarın yeni bir kitabı çıktı ve "Ben´in Gemisi" bana kalırsa hiiç sıradan bir kitap değil. Bu kadar zor bir konunun bu kadar mizah dolu ve büyüleyici bir hikayeye dönüştürülmesi ancak usta bir yazar işi olabilir, ve zaten kitap da Hollanda´nın önemli ödeüllerinden "Flag and Pennant" ödülünü almış. Giel´lerin bahçesinde ağabeyi Ben´in mezarı var, evet Ben´i trafik kazasında kaybetmişler ve ona yakın olmak için bahçelerine gömmüşler. Ben ve Giel´in babası, komşulardan sürekli gelen tepkiler karşısında kulaklarını tıkıyor ve yavaş yavaş ev ve bahçede değişiklikler yapmaya başlıyor... Komşuların itirazlarında, duygusuz davranışlarında toplumun "katı" kuralları sorgulanırlen diğer yandan bir ailenin tüm acılarına rağmen birarada kalmayı başarmaları ve bir hayali gerçekleştirmeleri üzerine gerçekten çok ama çok güzel bir öykü...
Belki konu size biraz sert gelebilir ama inanın iç karartıcı bir kitap değil, hatta alakası bile yok! Kitabın bir diğer güzel yanı çizimler ve kullanılan renkler, Linde Faas´a ait illüstrasyonları çok beğendim, 9 yaş ve üzeri için tavsiye ederim.
Mezarı, evin arka bahçesindeydi.
Kulağa biraz tuhaf, garip ve hatta biraz korkutucu gelse de
hiç öyle değildi. En azından Giel böyle düşünüyordu.
Örneğin, mezarlıklarda olduğu gibi mezar taşı, gri, sıkıcı
ve çok hüzün veren bir mezar taşı dikmemişlerdi. Ben için
özel olarak yapılmış bir şeydi. Tamamen ahşaptan bir gemi
yapmışlardı. Giel onu babasıyla beraber boyamıştı. Ben’in
çok sevdiği mavi ve beyaz renklere. Annesi gerçek yelkenler
yapmıştı ve pruvasında şöyle yazılıydı:
Ben’e
Bu gemiyle her zaman
düşüncelerimizde olsun diye.
Zeliha Tekel