Bir kitabı anlatmaya nereden başlayacağım konusunda çok sıkıntı yaşamam ama bu kez farklı. Tüyap Kitap Fuarı ganimetlerimden biri de merakla beklediğim "Sobe, Ben Penelope" oldu. Sevgili Göknur Birincioğlu´nun yazdığı ve Sernur Işık´ın harika çizimleri ile can bulan kitaba tek kelime ile "ba-yıl-dım".
Hikaye, Penelope isimli bir kızın o çok yaygın "Büyüyünce Ne Olacaksın" sorusuna yanıt araması ile başlıyor... O, hayal gücü çok gelişmiş ve çok zeki bir çocuk, şahane fikirleri var... Kitapta inanılmaz kelime oyunları, kafiyeler ve hiç bir kitapta rastlamadığım kadar çok, değişik deyim ve kelime var. Masal´la kitabı iki günde okuduk, tek bir kitaptan o kadar çok kelime, deyim öğrendi ki üzerlerinde konuşmaktan okumamız iyice uzadı... bence metin uzunluğu olarak 7 yaş üzeri gibi ama o harika çizimleri görür görmez okumak istedi Masal.
Bir çok kelime öğrendi, düşündü, şaşırdı, güldü, eğlendi, sorguladı... İnsan bir kitaptan daha ne bekleyebilir ki? Bugün okumamız bittiğinde "peki dedim neyi sevdin bu kitapta ?" ve hayatımda Masal´dan ilk kez böyle bir cevap duydum "Anne ben bu kitabı hissettim, yani her şeyini dedi..." peki sana sorsalar bu soruyu büyüyünce ne olmak istediğini söylersin diye sordum "Kendim olurum" dedi ( Penelope´den ilham almış olabilir ?).
Penelope´nin dünyasında neler yok neler, Penelope acaba bir arzuhalci mi olacak yoksa bir astronot mu? Şemsiye Tamircisi mi yoksa bir Sözcük Sihirbazı mı? Bir Düş Hekimi mi yoksa Meyalperest mi?
" Öyle kelimeleri bir araya getirirsin ki dünyanın en sevgi dolu bestesine denk düşer notaları... Ya da henüz yazılmamış bir mektupla bir insanın hayatını değiştirebilir, henüz çizilmemiş bir resimle bir insanı hayata döndürebilir, yol ayrımında ona ışık olabilirsin. Öyle dans edersin ki ışık yayarsın etrafına..."
Bu kitabı alın, pişman olmayacaksınız...
Ezgi Sönmez
Gürem Kaçar