Güzel kızım, bugün senin doğum günün ve 5 yaşındasın artık... beş koca sene nasıl da göz açıp kapayıncaya kadar geçti. Küçük bir bebekten, artık kendi haklarını savunan, kendi tercihlerini yapan, meraklı, çok konuşan, çok soru soran, biraz utangaç, duygularını çok net ifade eden bir kız çocuğuna dönüştün gözümün önünde...
Hani bana her gün tekrar tekrar sorup aynı cevabı alıyorsun ya “Annecim sen bu dünyada en çok kimi seviyorsun diye” ve her seferinde “canım kızım Masal’ı” cevabını aynı sevinçle ve aynı heyecanla alıp mutlu oluyorsun ya..Hani benim bir yerim acıdığında, ağrıdığında okşayıp öpeyim de geçsin diyorsun ya..Hani beni dünyanın da ötesindeki “ajan ülkesinden” bile çok seviyorsun ya...işte o zaman dünyalar benim oluyor.
Annelik nasıl bir his biliyor musun kızım? “Aşk” gibi, inişli çıkışlı, bazen seni bulutlara çıkaran, bazen sabrının sınırlarını zorlayan, bazen en dibe vurduran, ağlatan, bazen eğlenceli, bazen gerilimli ama başka hiç bir şeyle kıyaslanamayacak güzellikte olan sevginin en yoğununu yaşadığın seni gün gelip bir süper kahramana, gün gelip bir ruh hastasına dönüştüren ama dünyada başka kimsenin edemeyeceği kadar mutlu eden bir şey ... Her geçen gün gözlerimin önünde büyüdüğünü görmek, bazen yaptıklarına çok kızmak, bazen çıldıracak gibi olmak ama bir sarılışınla bir öpüşünle dünyaları unutmak... Her geçen gün birlikte daha çok şeyden keyif almak, her öğrendiğin yeni şeyde o gözlerinde o parıltıyı görmek, yavaş yavaş utangaçlığını üzerinden atıp arkadaşlarınla ettiğin sohbetlere kulak misafiri olmak, yanlış bir şey yaptığında dayanamayıp gelip bana anlatman, beni can kulağı ile dinlemen ve her geçen gün bana bir şeyler öğretmen...
Biliyorum seneler su gibi akıp gidecek ve umarım sen de ben de bu zamanın keyfini sonuna kadar çıkartırız.Umarım sen bugünkü masumiyetini, düşünceliliğini, dürüstlüğünü hep korursun. En büyük dileğim sağlıklı, mutlu ve “iyi” bir insan olman... hayatın karşına “dostum” diyebileceğin insanlar çıkarması...her zaman doğru ve dürüst tarafını koruman, sevmen,sevilmen ve bunların değerini bilmen, hayatta hiç bir şeye ve hiç kimseye hak ettiğinden fazla değer vermemen, güçlü olman, kendi ayakları üzerinde durabilen, kendine güvenen, kendini geliştiren genç bir kadın olman, kendi kendine yetebilen, mutlu olmak için bir şeylere ve birilerine bağımlı olmayan , okuyan, merak eden, bakmaktan öte gören, tüketici değil üretken bir birey olman..
Hani üç yaşındayken bir gün bana çok kızıp babana “baba kalk çıkalım bana ev arayalım ben başka evde oturucam” demiştin ya...gün gelecek gerçekten bu yuvadan çıkacak kendi kanatlarınla uçacaksın...ama önce uçmayı öğrenmen ve kanatlarının güçlenmesi gerek, tıpkı kırmızı kanatlı baykuş gibi !
O yüzden güzel kızım, her yaşın getirdiği güzelliklerin keyfini çıkar, hiç bir şey için acele etme...
Senin gibi bir kızım olduğu için gurur duyuyorum ve seni çok seviyorum Masal’ım...
Emek Yasemın